Mesleğim Hakkında

Sevgili arkadaşlar, Benim adım İlknur Kırbaş, çeşitli yerlerde adımı duymuş olabilirsiniz, bir yerden aşinalığınız vardır belki, belki de hiç tanımıyorsunuz. Azıcık bilgi vereyim, okuduğum okullar profilimde yazıyor. Üniversite’deyken kendi başıma karar verip elimi kolumu sallaya sallaya Akbank’a gidip bana burs verir misiniz dedim. Peki hay hay dediler. Her sene üç öğrenciye burs veriyorlardı o zamanlar sene 1989… Körfez krizi çıkmadan önceki yıl yani.. Bir de kredi yurtlar kurumundan kredi alıyordum.. Akbank’dan aldığım burs hizmet karşılılığı idi, herkes mülakat sırasında korkudan titrerken, ben yine elimi kolumu sallaya sallaya içeri girdim, GM ve GMY’ler özellikle Zeki Bey “ooo İlknur’cum hoşgeldin, tercihini yap teftiş mi, MT mi istiyorsun?” Ben gülerek cevap verdim, sanırım teftiş daha iyi.. Ben Teftiş’ten başlayayım Zeki Bey dedim ve öyle oldu.. Burada yani Facebook’da Akbank Teftiş Heyeti Reisliği’nde olan üstadlarım, daha küçük dönemlerde olan kişiler de arkadaş olarak listemdedirler, yani nasıl bir süreçten geçtiğimi, disiplini, işine olan saygıyı vb durumları çok iyi anlarlar. Hepsi ile de uzak yakın bir irtibatım, dostluğum olmuştur. Özellikle Cengiz Şengönül üstadım… Teftişi bırakıp pilot olmuştur kendisi,hayatının hayalini gerçeğe çevirmiştir. Bankacılık maceram sonrasında devam etti, kesintisiz 10 sene bifiil bankacılık yaptım, iç kontrol, sistem geliştirme organizasyon, proje yöneticiliği. Onbir adet bankanın BDDK’ya devrolması gibi ciddi projenin üstesinden geldik, bu konuyu Şaban Çağıran üstadım çok iyi bilir, kendisi ile Hazine iş akışlarına yönelik birlikte çalışmıştık. Bileşik bankaların Oyak Bank’a satılmasından sonra atılmayı beklerken Proje Yönetimi Bölümü’ne transfer oldum, PMI’ım yok ama çalışma sürem nedeniyle istediğim anda alabilirim.. Sonrasında (2004 Ağustos) servis şöforümüz Özgür’ün vefatını öğrendiğim o cuma günü, bölümde bir toplantı vardı ( toplantılar uyduruktur, iş yapmamak için en geçerli bahanedir.) Arkadaşlardan rica ettim.. “Bugün toplantıyı kısa kesebilir miyiz, bir kaybım var ve çok üzgünüm.” Tabi dediler, ama sonra ne oldu her zamanki gibi saçma sapan konular, nerelere gitti, parlak zekalı birisi Ms project timesheet’ini ayrıca yapılandırılan framework içine entegre etmekten bahsetti. “Yok artık bir durun dedim, Ms project kendisi ile oynanmasını sevmez time sheet yapacaksanız kendiniz yapın ama msproject entegrasyonu olmaz.” O proje bitirilemedi, çünkü ben insanca bir ricada bulunmuştum, “lütfen bana karşı anlayışlı olabilir misiniz?” diye.. Unutuldu gitti.. Profesyonel ortamda bunlar olamaz demeyin.. Ne kadar profesyonel olursa olsun bir insanın kaybına üzülen birine ilişilmez. Daha toprağa yeni verilmişken, daha yedisi olmamışken, yani ruhu dünya ile diğer taraf arasına sıkışmışken, bu olmaz. Ruhu soğumamış daha.. Üzüntü var, ruh da üzülüyor, biliçsizce ortalarda dolanıyor, biz ise bir şekilde onu ait olması gereken yere göndermeye çalışıyoruz. Bakın bu nedenle bankacılığı bıraktım..! İnsan olmayı tercih ettim, tüm tercihlerim hep bu yönde oldu, olmaya devam edecek..! Vay sen Genel Müdür olabilirdin? Öyle mi? Olsaydım ne olurdu? Bence bir şey olmazdı. Ruhum müsait değil bu tür pozisyonlara. Canım istemedi, var mı ötesi ? Diğer yandan tesadüfi olarak 2007’de Adana’ya geldim, her ne olduysa İstanbul’a bir daha geri dönemedim, Sigorta Acentesi olarak çalışıyorum, araştıran sorgulayan kişiliğimle, olması gereken en doğru poliçeyi yapmaya çalışıyorum, ben yapmasam bile bana soranlara anlatıyorum.. Çok güzel inşaat projeleri yaptım, çok keyif aldım, çünkü bu projelerin altından kalkmak her yiğidin harcı değildir. Kurt Cemal kefilimdir. Neyse geçelim, bir taraftan bir şeyler karalıyorum, blog’uma atıyorum.. Face’de sürekli varmış gibi görünsem de, arada bir dolu telefon görüşmesi, diğer yandan sistem açık, ekranın açılmasını bekliyorsun vs.. Facebook canımın sıkılmasını engelliyor… Ben yaptığım işin uzmanıyım arkadaşlar, mesleki olarak da icra ettiğim işler bunlar. Adana’da yaşadıklarımdan sonra buranın biran evvel terk edilmesi gereken bir bölge olduğuna karar verdim, ve yoluma İstanbul çıkıp duruyor. Bana şans dileyin olur mu? Sevgiler, İlknur Kırbaş 16.10.2014

Leave a comment

Filed under YAZILARIM

Leave a comment